Bunun hastalığın derecesi gibi bir dizi faktöre bağlı olmasına karşın araştırmacılar, depresyona karşı önlem alınmasının önemli olduğunu vurguluyor.
Araştırmaya öncülük eden Prof John Cleland, kalp yetmezliğini sadece İngiltere'de yılda 900.000 kişiyi etkileyen "modern bir salgın" olarak niteledi.
Daha iyi ilaç ve gelişmiş tedavi yöntemleri bulmaya yönelik çabalara karşın hastalığın çaresi olmadığını belirten Prof Cleland, BBC'ye açıklamasında "Kalp uzmanları olarak yeni ilaç, cihaz ve ameliyat yöntemleri geliştirmeye odaklandık. Bunlar işe yarıyor ama istediğimiz düzeyde değil. Bunun üzerine biraz geri çekilip büyük resme bakmaya karar verdik" dedi.
Kalp yetmezliğinde, çok zayıflayan ya da çok sertleşen kalp kası, vücuda kan pompalamakta zorlanıyor.
Bunun sonucu olarak hastalar kendilerini çok yorgun hissediyorlar ve nefes almakta güçlük çekiyorlar.
Araştırma kapsamında kalp yetmezliği tedavisi gören 150 kadar hastaya depresyon sorunları olup olmadığını belirlemeye yönelik sorular soruldu.
Orta ve ağır derecede depresyon belirtileri gösteren hastaların, depresyon geçirmeyen hastalara göre ölüm risklerinin beş kat fazla olduğu görüldü.
Yaş, yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği derecesi hesaba katılarak yapılan analizlerde de sonuç değişmedi.
Prof Cleland, "Depresyon motivasyon eksikliği, günlük yaşam aktivitelerine ilginin azalması, daha düşük yaşam kalitesi, kendine güvensizlik, uyku bozukluğu, iştah değişikliği ve buna bağlı olarak kiloda değişiklik gibi faktörlerle ilişkilendiriliyor. Bu da depresyonla ölüm oranları arasındaki ilişkiyi açıklıyor" dedi.