Nasıl tanıştınız, nasıl bir hayatınız var?
- 2008’de ‘düşüneninin meşhur olduğu’ bir akıl hastanesinde tanıştık ve 2011’de hayatlarımızı birleştirdik. Psikiyatri uzmanı olduktan sonra mecburi hizmet nedeniyle farklı illerde çalıştık ve sancılı bir süreç geçirdik. Nihayet 2013’te halen çalıştığımız Rize’de buluştuk. Bütçemiz ve zamanımız el verdikçe seyahat etmek en büyük tutkumuzdu.
Dünya turu hayaliniz miydi? Nasıl hazırlandınız?
- Yıllardır hayalimiz sırt çantası ile dünyayı dolaşmaktı. 2013 yazında seyahatimiz için planlamalara başladık. Ailemizi ikna ettik, diğer gezginlerle temasa geçtik, rotamızı çizdik, vize gerektiren ülkelerden vize aldık. Bir yıl boyunca sırtımızda taşıyacaklarımızı organize ettik, aşılarımızı olduk, para biriktirdik ve en önemlisi işten bir yıl izin alabilmek için hazırlık yaptık.
İşi bir yıllığına bırakmak kolay oldu mu?
- Yasal olarak devlet memurluğunda beşinci yılını dolduran herkes bir yıl boyunca mazeret göstermeden ücretsiz izin alabiliyor ancak bunun için amirlerin onayı gerekiyor. Bu macerayı o kadar kafamıza koymuştuk ki istifa etmeyi bile göze almıştık. Neyse ki buna gerek kalmadı; sağ olsunlar, her ikimizin de hocaları ve amirleri bize anlayış gösterdi ve taleplerimizi onayladı.
Rotanızı nasıl belirlediniz?
- Bir yıl uzun görünse de dünyayı dolaşmak için kısa bir süre. Bu nedenle Güney ve Güneydoğu Asya’yı gezmeye karar verdik. Yola hayallerimizi süsleyen Hindistan ile başlayacaktık ancak olmadı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) aktarmalı uçuşun daha ucuz olduğunun görüp, arkadaşlarımızın da yaşadığı Dubai’de birkaç gün kalıp oradan Delhi’ye gidecek şekilde planımızı değiştirdik.
Şu ana kadar hangi ülkeleri geçtiniz? Sırada nereler var?
- İzin aldıktan sonraki bir ay hazırlıkla geçti, 2 Ekim’de yola çıktık. Bugüne kadar BAE, Hindistan, Nepal, Sri Lanka, Tayland, Vietnam, Laos ve Kamboçya’yı gezdik. İşimizin başına dönene kadar Myanmar, Malezya, Singapur, Brunei, Endonezya, Filipinler, Hong Kong, Makao, Tayvan, Güney Kore ve Japonya’yı ziyaret etmeyi planlıyoruz. Tabii ki sürprizlere açığız.
Bir servet harcıyor musunuz? Günlük masrafınız ne kadar?
- Harcamalarımız günlük kişi başı 100 lirayı çok ender aşıyor. Büyük kısmını da gezilecek yerlere ulaşım, giriş ve rehber masrafları. Konaklama kişi başı 8 - 25 lira arası. Yeme-içme kişi başı 10 - 20 lira. ‘Couchsurfing’ isimli organizasyon ile o ülkenin insanlarının evlerinde ücretsiz konakladığımız da oluyor. Asya’da günde 10 - 20 liraya yaşamak ve gezmek mümkün. Tabii her ülke aynı değil. Japonya gözümüzü korkutuyor.
En beğendiğiniz yer neresi oldu, orayı biraz anlatır mısınız?
-Tekrar döneceğimizi bildiğimiz bir ülke var ki, o da Hindistan. Güneşin doğuşuyla günahlarından arınmak için 'Ganga' analarına koşan Hindularıyla Varanasi, muhteşem Tac Mahal'iyle Agra, rengarenk insanlarıyla Rajastan, kaotikliği ve kozmopolitliği ile İstanbul'u hatırlatan Mumbai, uçsuz bucaksız plajları ve büyüleyici günbatımıyla Goa, sokaklarındaki orak-çekiç bayraklarıyla troik sosyalist eyalet Kerala.
Aksilikler yaşadığınız oldu mu?
- Sürekli yolda olmak, iyi bir kriz yönetimi gerektiriyor. Her an sürprizle karşılaşabiliyorsunuz. Sırt çantalarımız kayboldu, bayramlarda hiçbir araçta yer bulamadık, saatlerce ayakta yolculuk ettik, trenler uzun rötarlar yaptı, pasaportumuzu yatağımızın altında unuttuğumuzu kilometrelerce sonra fark ettik, kaldığımız odalarda pek çok canlı ile tanıştık, inek dışkısından kayarak yere düştük, labirent sokaklarda kaybolduk...