Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre 2013 yılı sonunda 76,7 milyon olan Türkiye nüfusunun, 2014 yılı sonunda 77,3 milyona ulaşması bekleniyor. 2006 yılında 2,12 çocuk olan toplam doğurganlık hızı 2013 yılında 2,07'ye gerileyerek nüfusun kendini yenileme seviyesi olan 2,10'un altına indi.
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) sonuçlarına göre eğitim ve gelir seviyesinin yüksek olduğu toplum kesimlerinde doğurganlık seviyesi daha düşük seviyelerde gerçekleşiyor.
Ancak doğurganlık hızındaki bu azalış düşük seviyelerde kalmış ve toplam doğurganlık hızı 2000'li yılların ortalarından itibaren yenileme seviyesi civarında durağanlaştı. Ortalama evlenme yaşının yükselmesi ve doğumların ertelenmesi bu durağanlaşmanın temel nedeni olarak görülüyor. 2008 yılı TNSA'ya göre doğurganlık hızının en yüksek olduğu yaş grubu 20-24'ten 25-29'a yükseldi ve 2013 yılı TNSA'ya göre ise bu durum daha da belirginleşti. 2008 yılı TNSA'ya göre ortalama ideal çocuk sayısı 2,5 iken, 2013 yılı TNSA ön sonuçlarına göre bu sayı 2,8'e yükseldi.
Doğurganlık hızındaki düşüşün durağanlaşması ve doğurganlık yanlısı nüfus ve aile politikalarının uygulamaya geçirilmesiyle Onuncu Kalkınma Planı'nda yer alan toplam doğurganlık hızındaki yenileme seviyesinin korunması hedefine ulaşılması bekleniyor.
Kadının eğitim, gelir ve istihdam düzeyinde beklenen artışlar sonucunda uzun vadede doğurganlığın azalması bekleniyor. TÜİK uzun dönem nüfus projeksiyonlarına göre, tedbir alınmaması halinde, bu hızın 2050 yılına kadar 1,65 çocuk seviyelerine kadar gerileyeceği tahmin ediliyor. Bu çerçevede, 2014 yılında yapılan hukuki düzenlemelerle, çalışan kadınlara üçüncü çocuğa kadar doğum borçlanması imkanı, tüp bebek uygulamasına erişimin kolaylaştırılması ve özel sektör tarafından kurulacak kreş ve gündüz bakımevleri için 5. bölge yatırım teşviklerinin sağlanması gerçekleştirildi.
Türkiye'nin 2015 yılı planında sahip olunan genç nüfusun yarattığı demografik fırsat penceresinden azami derecede faydalanılması, toplam doğurganlık hızındaki düşüşlerin önlenerek üretken ve dinamik nüfus yapısının korunması, nüfusun yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçlanıyor.
Bu doğrultuda, gelecek sene doğuma bağlı olarak faydalanılan analık, babalık, refakat izinleri ve ücretsiz izinler, kadınların istihdamını azaltmayacak şekilde iyileştirilecek.
Doğuma bağlı izinlerde özel sektör ve kamu arasındaki farklılıklar mümkün olduğunca giderilmeye çalışılacaktır. Doğum sonrası işe dönüşlerin garanti altına alınması amacıyla hukuki düzenlemeler yapılacak.
-Çalışma hayatında alternatif modeller geliştirilecek
Ebeveynler için doğuma bağlı olarak uzaktan, kısmi veya yarı zamanlı çalışma gibi alternatif modeller geliştirilerek, kamu ve özel sektör çalışanlarına bu çalışma modellerinden faydalanma imkanı sunulacak.
Okul saatlerinin çalışma saatleri ile uyumlu olmasını sağlamak üzere, velilerin talebi olması durumunda ve uygun bir ücret karşılığında etüt uygulaması gerçekleştirilecek.
Evliliklerin ve çocuk sahipliğinin teşvik edilmesi amacıyla TV yayınları teşvik edilecek ve özel sektör ile STK'ların ilgili faaliyetleri desteklenecek. Kamu spotları ve eğitim müfredatında yapılacak düzenlemeler ile bu alanlarda kamuoyu farkındalığı artırılacak. Çocuk dostu eğitim ve kültür ortamları yaygınlaştırılacak.
Özel sektör tarafından kurulacak kreş ve gündüz bakımevleri için sağlanan 5. bölge yatırım teşviklerinin uygulamadaki etkinliği araştırılacak, erken çocukluk dönemi bakım hizmetlerine erişimi artırabilecek alternatif modeller geliştirilecek.