Sağlık, Aile ve Sosyal Politikalar, Adalet, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve Yeşilay'ın işbirliği ile yürütülecek mücadelenin kesintisiz sürdürüleceğini vurgulayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, öncelikli olarak "Alo Uyuşturucu ile Mücadele Destek Hattı" kurulacağını söyledi. Hattın 24 saat kesintisiz hizmet vereceğini ifade eden Müezzinoğlu, "Bağımlılar, anne ve babalar, okul müdürleri, vatandaşlar bu hat üzerinden bize başvurabilecekler" dedi. AKŞAM'ın Ankara Bürosu'nu ziyaret eden Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, Ankara Haber Müdürü Ersin Bal ve Sağlık Muhabiri Doruk Çakar'ın sorularını yanıtladı. Bakan Müezzinoğlu'nun gündeme ilişkin açıklamaları şöyle:
UYUŞTURUCU ŞURASI
İlgili tüm kurum ve kuruluşların katılımıyla, uyuşturucuya karşı mücadele seferberliği başlattık. Üzerinde çalıştığımız Eylem Planı, Kasım ayında gerçekleştirilecek Uyuşturucu Şurası'nda son şeklini alacak. Sağlık, Aile ve Sosyal Politikalar, Adalet, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı, Yeşilay ve STK'lar uyuşturucuya karşı işbirliği içinde çalışacaklar.
7/24 MÜCADELE HATTI
Atılacak öncelikli adımların başında "Alo Uyuşturucu ile Mücadele Destek Hattı" kurulması da yer alıyor. Sağlık Bakanlığı olarak bizim oluşturacağımız telefon hattı 24 saat kesintisiz hizmet verecek. Tedavi olmak isteyen bağımlılar, çocuklarını uyuşturucu tehditinden korumak isteyen anne ve babalar, okul müdürleri, vatandaşlar bu hat üzerinden bize başvurabilecekler. Vatandaşlarımız şüpheli gördükleri vakaları da yine bu hat üzerinden bildirebilecekler. Alt yapı çalışmaları tamamlanma aşamasına gelen Alo Uyuşturucu ile Mücadele Destek Hattı, yılbaşına kadar hizmete girmiş olacak.
İki bakanlık çalışıyor
Uyuşturucu ile mücadelede iki ayaklı bir yaklaşım sergilenecek. Bir yandan gencecik bedenleri zehirleyen uyuşturucu tacirleri ile narko timler kanamıyla tavizsiz mücadele edilecek, diğer yandan uyuşturucu bağımlılarını kurtarmak için bazı yasal düzenlemelere de gidilerek seferberlik başlatılacak. Uyuşturucu illetinden kurtulmak isteyen bağımlılar ile bu durumdaki kişilerin anne ve babaları, "tedavi için başvurduğumuzda, polise haber verilir mi? Hakkımızda adli işlem yapılır mı?" endişesi taşıyorlar. Bizim amacımız, uyuşturucu bağımlısını cezalandırmak değil, kurtarmak. Bunun için Adalet Bakanlığı ile ortak bir çalışma yürütüyoruz. Kişi nasıl çocuğunun ateşi çıktığı için aile hekimine rahatça gidebiliyorsa, bu tip durumlarda da sağlık kuruluşuna başvurabilmeli. Yapılacak yasal düzenleme ile bağımlılar veya anne ve babaları, "ceza alır mıyım?" endişesi taşımadan destek alabilecekler.
POLİKLİNİKLER ARTIYOR
Hastanelerimizin Psikiyatri Kliniklerindeki yatak sayılarını da artıracağız. Bağımlılar AMATEM'e gitmeden bu kliniklerde tedavi olabilecekler. Kurtarılan kişilerin rehabilitasyon, sosyal yaşama uyum ve istihdam konularıyla da yakından ilgilenilecek. Ayrıca tüm hastanelerimizde "Bağımlılık Polikliniği" oluşturacağız. Bu kliniklerde uyuşturucu bağımlılığının yanı sıra, internet ve telefon gibi bağımlılıklarla da mücadele yürütülecek. Çünkü tek bağımlılık türü uyuşturucu değil. Özellikle 3 -13 yaş grubundaki çocuklar bilgisayar bağımlılığı gibi ciddi bir tehditle karşı karşıyalar.
UYUŞTURUCU ANINDA YASAKLANACAK
Zehir tacirleri neredeyse her gün, sentetik veya kimyasal içerikli yeni bir uyuşturucuyu piyasaya sürüyorlar. Uyuşturucu içerikli maddelerin belirlenerek yasaklanmasına ilişkin mevzuatı da yeniliyoruz. Bu tür maddelerin belirlenmesinde zaman kaybedilmeyecek. Yeni uyuşturucular anında yasaklanacak.
YURT DIŞINDAKİ DOKTORLARIMIZ
Yakın zamanda Türk Tıp Dünyası Kurultayı'nı toplayacağız. Yurtdışında çalışan 400'e yakın hocamız katılacak. Bu şekilde stratejik konumlarda çalışan hocalarımızın, çalıştıkları yerleri bırakmadan, Türkiye'ye hizmet etmelerinin önünü açacağız. Bu hocalarımızın yılda 2-3 ay Türkiye'ye gelerek hem eğitim hem de tedavi faaliyetlerini yürütmesine imkan tanıyacağız.
Yabancı doktor görev yapacak
Şu an 20 bin uzman hekim açığımız var. TBMM gündemine gelecek olan düzenleme ile yabancı doktorların kamuya ait eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapmasının yolunu açacağız. Bu doktorlar bir yıl boyunca tercüman aracılığıyla çalışabilecek, bu süre içinde Türkçe bilme şartı aramayacağız. Tıpta teşhis ve tedavide kullanılan kavramlar zaten ortak. Dolayısıyla İngilizce, Rusça, Arapça bilen bir doktorun, diplomasının denkliği YÖK tarafından onaylandığında Türkiye'de çalışmasında sakınca yok. Şu an sadece özel sağlık kuruluşlarında bu şekilde görev yapabiliyorlar. Kamu hastanelerinde de görev yapmalarına izin veren düzenleme kısa zamanda yasalaşacak.