Kenan Acıkök, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin sağlık turizminde özellikle Avrupa Birliği (AB) ülkeleri konusunda yükselen pazar haline gelmesinin sektörde yabancı dil bilen personelin önemini artırdığına işaret etti.
Sektörün en önemli kesimini oluşturan sağlık çalışanlarının yabancı dil eğitiminden, özellikle de İngilizce tıp dili eğitiminden geçirilmesi gerektiğini belirten Acıkök, bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'nin 2013 yılı turizm gelirinin 32,3 milyar dolar olduğunu aktaran Acıkök, geçen yıl sağlık turizminin Türkiye'ye katkısının 2,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini, ancak Türkiye'nin potansiyelinin en az 2 milyon Avrupalı hasta ve 20 milyar dolar sağlık turizmi geliri olduğunu kaydetti.
Acıkök, sağlık turizmi kapsamında dünyanın dikkatini üzerine çeken Türkiye'de yabancı dil sorununun sektöre zarar verdiğini savunarak, "Ülkemizin turizm potansiyeli çok yüksek. Fakat yabancı dil bilmeyen sağlıkçı sorunu yüzünden hedeflerimize ulaşmak için sıkıntı yaşıyoruz. Yabancı dil bilmeyen sağlıkçı kalmamalı. En azından tıbbi terimlere yönelik hızlandırılmış bir dil eğitimi, sağlık turizminde hızla büyüyen ülkemize büyük yarar sağlayabilir" ifadelerini kullandı.
Sağlık personelinin, özellikle de hemşirelerin İngilizce ve Arapça dillerini iyi konuşmalarının önemine dikkati çeken Acıkök, şunları kaydetti:
"Doktorların çoğunluğu İngilizce'yi biliyor. Fakat gelen hastayla en fazla muhatap olan kişiler hemşireler. Hemşirelerin yanı sıra sağlık personeli, sağlık dış personeli, medikal personeli, sekreter, temizlik personeli ve büyük çoğunluğunun yabancı dil sorunu var. Devlet desteğiyle başta hemşireler olmak üzere tüm sağlık personeline ücretsiz dil eğitimi verilebilir.
Sağlık turizminin gelişimi için Türkiye'deki tüm özel ve kamu hastanelerinde görev yapan sağlık personeline ücretsiz eğitimin yolu açılmalı. Bunun için yabancı dil kurslarıyla anlaşmalar yapılmalı. Hatta iyi bir anlaşmayla yabancı dili çalıştıkları hastanelerde de öğretmek mümkün. Yüz binlerce sağlıkçının bu eğitimleri çalıştıkları yerde almaları halinde maliyetler de düşer, eğitimi aksatma da olmaz. Kısa sürede yabancı dil bilmeyen sağlıkçı kalmaz."
- Sağlık ve turizm aynı potada ilerliyor
Açıklamada, Türkiye Seyehat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından sağlık turizmi konusunda hazırlanan raporun sektörün potansiyelini gözler önüne serdiği belirtildi.
TÜRSAB'ın "2014 Sağlık Turizmi Raporu"na göre, 2013'te Türkiye'ye sağlık turizmi için gelenlerin sayısı 300 bin olurken, 2014 yılı için 400 bin kişinin gelmesi hedefleniyor. Ancak saç ekimi, plastik cerrahi gibi sağlık merkezlerine kendi inisiyatifleriyle gelen kişiler de eklendiğinde bu rakam 2013 yılında bile 480 bine ulaştı.
Türkiye'de geçen yıl sağlık turizminden 2,5 milyar dolar gelir elde edilirken, 2023'te bu rakamın 20-25 milyar dolar seviyesine çıkarılması hedefleniyor. Türkiye, diğer ülkelere kıyasla tıbbi operasyon maliyetlerinde yüzde 60'a yakın tasarruf sağlıyor. Örneğin, kalp by-pass'ı olmanın faturası Türkiye'de 8 bin 500 ile 21 bin dolar arasındayken İspanya'da 39 bin ile 43 bin dolar arasında bulunuyor. Almanya'da omurga füzyon ameliyatı 29 bin dolarken Türkiye'de bu ameliyatı 7 bin dolara gerçekleştirmek mümkün olabiliyor.
Türkiye sadece zorunlu tıbbi operasyonlar için değil, saç ekimi ve estetik için de gözde bir destinasyon konumunda bulunuyor. Saç ekimi Türkiye'de ortalama 5 bin lirayken bu rakam Avrupa'da 10 bin avro, ABD'de 30 bin dolar seviyesine çıkıyor. Türkiye plastik cerrah sayısı açısından bin 200 cerrahla dünyada 9. sırada yer alıyor.
Türkiye'de tedavi için gelen hastaların büyük çoğunluğu temmuz ayını tercih ediyor. En çok gelinen şehirler arasında ise Antalya ilk sırada yer alıyor. Bu da sağlık ve turizmin aynı potada ilerlediğini gösteriyor. Hasta başına gelir 2 bin dolardan başlarken, medikal turizmde bu rakam ortalama 12 bin dolara kadar çıkıyor.