Güncel Haberler Hematoloji Uzmanlık Derneği

Dengeli beslenme çocukları lösemiden koruyor - 02-06-2014


 kaynak: www.medimagazin.com.tr
Mersin İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, Türkiye'de her yıl 16 yaşın altında bin 200 ile bin 500 yeni lösemili çocuk vakasının bildirildiğini ifade ederek, "Ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta, çocuklarının olabildiğince dengeli beslenmesini sağlamak, katkı maddesi içeren yiyeceklerden uzak tutmaktır" dedi.
 
 
Lösemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Başaralı, löseminin bir kan hastalığı olduğunu, halk arasında kan kanseri olarak bilindiğini söyledi. Çocukluk çağındaki kanser vakalarının yüzde 35'ini lösemilerin oluşturduğunu kaydeden Başaralı, "En çok 2-5 yaşlarındaki çocuklarda görülür. Bu dönem çocuklarda lenf dokusunun en yoğun olduğu dönemdir. Çocuklarda görülen lösemiler hücre cinsine göre akut lenfoblastik lösemi ve akut myeloblastik lösemi olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Kendi içlerinde de alt sınıflar tanımlanabilir. Türkiye'de her yıl 16 yaşın altında bin 200 ile bin 500 yeni lösemili çocuk vakası bildirilmektedir. Lösemi nedenleri henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Sitogenetik ve moleküler tekniklerdeki yeni gelişmelerle genetik yatkınlıklar, radyasyon, hamilelik esnasında sigara içmek, alkol ve uyuşturucu kullanmak, hamileliğin ilk 3 ayında röntgen çektirmek, benzer ve türevleri ile böcek ilaçları gibi kimyasal maddeler, bazı kalıtsal hastalıklar ve bazı viral hastalıkların hep birlikte lösemiye neden olabilecekleri çalışmalarla gösterilmiştir" diye konuştu.
 
LÖSEMİNİN BELİRTİLERİ
Löseminin birçok belirtisinin olabileceğini vurgulayan Başaralı, "Ateş, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, nedensiz burun ve cilt altı kanamaları, kansızlık, lenf bezlerinde büyüme ve karaciğer-dalak büyümesi neden olabilir. Ayrıca yayıldığı organlara ait belirtiler olarak baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları görülebilir. Bu belirtilerle müracaat edilen çocuk hematoloji uzmanlarınca yapılan muayenede çoğunlukla karaciğer ve dalak büyümesi, lenf bezlerinde genişleme, kanama bulguları tespit edilebilir" ifadelerini kullandı.
Tedavisi hakkında da bilgiler veren Başaralı, "Tedavi öncelikle genel durumun düzeltilmesi yöntemleri ile başlar. Lösemi hastalığının tedavisindeki temel prensip kemik iliğindeki ana kan hücrelerinde oluşan 'blast' adı verilen hücrelerin çoğalmasını durdurmak ve sonrasında normal kan elemanlarının yapılmasını sağlamaktır. Lösemi, son derece uzun, zor ve pahalı bir tedavi gerektirmektedir. Lösemi tanısı olan vakalara belirli aralıklarla verilen çok sayıda ilaç ve kemoterapi tedavisiyle 2.5 yıl kadar süren bir tedavi uygulanır. Bu tedavi sonucunda yüzde 70 ile 85 oranında tamamen iyileşme sağlanabilir. Yalnızca yüzde 5 oranındaki vakalarda ve uygun durumlarda kemik iliği nakli yapılabilir. Türkiye'de kemoterapi ve kemik iliği nakli batı ülkeleri standartlarında, başarıyla yapılmaktadır" şeklinde konuştu.
 
"ÇOCUKLARIN DENGELİ BEKLENMESİNİ SAĞLAYALIM"
Ailelere de çağrıda bulunan Başaralı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta, çocuklarının olabildiğince dengeli beslenmesini sağlamak, katkı maddesi içeren yiyeceklerden uzak tutmaktır. Kanserojen tüm gıdalar her türlü kanseri oluşturabilirler. Anne sütü çok koruyucudur. Beslenme çok büyük önem taşımaktadır. Kemoterapinin yan etkileri nedeniyle ağızdan beslenme bozulmaktadır. Ayrıca mide bağırsak sistemini koruyan mukoza hücreleri de yok olmaktadır. Kolay sindirilebilen, kaloriden zengin, steril beslenmeye dikkat edilmelidir. Lösemili çocukların tedavileri boyunca ağız ve vücut temizlikleri çok önemlidir. Normalde bulunan bakteriler ve fırsatçı mikroorganizmalar vücut direncinin çok düştüğü dönemlerde yaygın enfeksiyonlara neden olurlar. Yine anal bölgesinin, el ve ayakların her zaman temiz tutulması gereklidir. Kullanılan çamaşırların, giysilerin, yatak çarşaflarının, havluların, çatal kaşık ve benzeri şeylerin özenle yıkanması ve sık değiştirilmesi gereklidir."
 
Tedavinin ikinci basamağı olarak hasta ve ailelere hastalık hakkında bilgilendirme yapılması gerektiğini belirten Başaralı, "Sosyal ve psikolojik destek ile hastalarda yüzde 85'lere varan oranda iyileşmenin sağlandığı belirtilmektedir. Lösemili çocuklar etraflarındaki insanlardan, havadan mikrop almamak ve korunmak için maske takmaktadırlar. Lösemi bulaşıcı değildir. Her şeyde olduğu gibi moral desteği büyük önem taşır. Umudun hep yükseklerde olması zorunludur" dedi.