Toplantıya Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, İstanbul Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgün Enver katıldı.
Tıp fakültelerindeki genel sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı toplantıda, üniversitelerdeki insan kaynağı eksikliği ve fiziksel yetersizliklerin ortaya çıkardığı bazı olumsuzluklardan bahsedildi.
Kendisi de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu olan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu konuşmasında,hem tıp fakülteleri hem de gündemle alakalı bir çok konuya değindi.
Hocalar Kendi Üniversiteleriyle Markalaşacak
Müezzinoğlu konuşmasında sık sık gündeme gelen Tam Gün yasasından bahsetti. Tam Gün uygulamasıyla üniversitelerin, bilimsel çalışmalar yapılacak merkezler haline getirilmesinin amaçlandığını ve buralardan kopmalar olmadan doktorların bu bilim yuvalarında ömürlerinin sonuna kadar kalmalarının hedeflendiğini söyledi.
Tam gün yasasından vazgeçilmeyeceğini dile getiren Müezzinoğlu, bununla birlikte yasanın getirdiği bazı olumsuzlukların düzeltilmesi için çalıştıklarını ifade etti. Hocaların bilimsel bilgi birikimlerini gelecek nesillere aktarmalarının birincil öncelikleri olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, finansal veya ekonomik anlamdaki düzenlemeleri daha çok üniversite yönetimlerine bırakma niyetinde olduklarını dile getirdi ve ‘ Mesai sonrasında hocalarımız maddi ve manevi kazanım elde etmek isterlerse bunu kendi fakültelerinde yapmalılar’ dedi . Mesai sonrası çalışmaların düzenlenmesi ile ilgili yasanın bu hafta ya da önümüzdeki hafta mecilsten geçirileceğini söyledi. Müezzinoğlu ayrıca, Tıp Fakülteleri’nde görev yapan akademisyenlerin, kendi üniversitelerinin inisiyatifine bağlı olarak özel üniversiteler veya vakıf üniversitelerine destek vermelerine izin vereceklerini de sözlerine ekledi.
Şiddete Sıfır Tölerans
Sağlıkta şiddet konusuna değinen Müezzinoğlu, geçtiğimiz hafta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde bir hasta yakınının saldırısına uğrayan doktor Aytaç Yüksek’e geçmiş olsun dileklerini iletti ve hiç bir şekilde sağlık çalışanlarına yönelik şiddete göz yumulmayacağını söyledi. Bu bağlamda Adalet Bakanlığı ile yürüttükleri çalışmalar sonucu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir yasa teklifi hazırladıklarını ve teklifin bu yasama dönemi içinde yasalaştırılmasını ivedilikle hedeflediklerini söyledi. Ayrıca yasa teklifi içinde, kanunda geçen ‘Kamu Çalışanı’ ifadesi yerine ‘Sağlık Çalışanı’ ifadesinin geçmesinin de önemini vurgulayan Müezzinoğlu, böylelikle özel kurumlarda çalışan sağlık personelinin haklarının da bu yasa ile korunacağının altını çizdi.
Şiddetin toplumsal boyutuna da değinen Müezzinoğlu, kişinin annesi ya da eşiyle konuşamadığı mahrem konuların bile hekimlerle rahatlıkla paylaşabildiğini söyledi ve sağlıklı toplumsal hayat felsefesi ve sosyal bilincin güçlü hale getirilmesiyle çözümlerin rahatlıkla bulunabileceğini ifade etti.
1 Milyar İnsanın Yaşadığı Bir Coğrafyadayız
Müezzinoğlu Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik konuma da dikkat çekti ve ‘Türkiye’nin bir sağlık merkezi olması biyomedikalin ülkemizde güçlü hale gelmesine bağlıdır’ dedi. Ülkemizin sağlık ürünlerini tüketen konumdan bu ürünleri üretebilecek aşamalara gelmesinin gerekliliğini vurgulayan Müezzinoğlu; ‘ Tıbbi teknolojiyi üreten ülke olmakla birlikte 1 milyar insanın yaşadığı coğrafyaya hizmet sunan bir ülke olabiliriz’ dedi ve sağlıkta bilimsel temelli AR-GE’nin önemine dikkat çekti.
Medimagazin