Kemik İliği Nakli Ünitesi Direktörü Prof. Dr. Zafer Gülbaş, “Kemik iliği naklinde hayal edilen ve gerçekleşmesi için çalıştığımız şey, herkesin donörü olmasını sağlamak” diyor. Bu amacı kolaylaştıran ve Türkiye’de kısa süre önce uygulanmaya başlanan “haploidentik nakil”, kısmi uyumlu anne, baba, kardeş ve kuzenlerden yapılan nakil anlamına geliyor. Uygulamayı bugüne dek 23 kişi üzerinde gerçekleştirdiklerini söyleyen Prof. Dr. Gülbaş, “Doku grubu uygun donör sözüyle doku gruplarının tam uyumunu kastediyoruz, haploidentik nakil ise doku grupları çok uymasa da nakil yapabilme imkânımız olan donör anlamına geliyor” diyor. Bu nakil türünde genel olarak en az yüzde 50 uyum aranıyor.
BAŞARI YÜZ GÜLDÜRÜYOR
Dünyada “haploidentik nakil”deki sonuçların akraba dışı nakillerdeki kadar iyi olduğunu söyleyen Prof. Gülbaş, bu nedenle sıkıntılı ve acil durumlarda akraba dışı donör aramaktansa, daha çabuk temin edilebilen bu donörlerden yararlanmak gerektiğine dikkat çekiyor ve bu yöntemi hastalara giderek artan oranlarda sunduklarını söylüyor.
ENFEKSİYON RİSKİ FAZLA
Uygulamanın doku grubunda uygun donörü olmayanlar için iyi bir alternatif olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Gülbaş, doku grubu uygunluğu durumunda tercihin o yönde yapılması, olmadığı zaman ise kısmi akraba uyumlu donörden yararlanılması gerektiğine dikkat çekiyor. Yöntemin akraba dışı donör arayıp zaman geçirme lüksü olmayanlarda en az diğer nakil yöntemi kadar başarılı sonuç verdiği belirtiliyor. Haploidentik naklin en önemli dezavantajının (belli oranda antijen uyumsuzluğu olduğu için) enfeksiyon riskinin daha fazla olması olduğu belirtiliyor. Bu nedenle enfeksiyonları çok iyi izlemek ve önleyici tedbirleri zamanında almak gerekiyor.
"10 YIL ÖNCE ÇOK ZORDU BUGÜN TEDAVİ MÜMKÜN"
Bundan sonraki amaçlarının, kök hücre nakli olan hastalarda gelişen sorunları daha iyi tedavi etmek ve sorun gelişmesini önlemek olduğunu belirten Prof. Gülbaş, “Sitomegalovirüs” adı verilen bir enfeksiyonu tedavi etmenin 10 yıl kadar önce çok zor olduğunu, bu durumun organ ve solunum yetmezliği nedeniyle hastanın ölümüne yol açtığını söylüyor. “Sitomegalovirüs” tedavisini gerçekleştiren ilacın bulunmasıyla kemik iliği naklinde yaşam oranının yüzde 15-20 artış gösterdiğini belirten Gülbaş, aynı şekilde donörün lenfositlerinin alıcının organlarına verdiği zarar olarak ifade edilen “Graft versus host” hastalığını tedavi etmek için de daha etkili ilaçlar ve fotoferez adı verilen tedaviye dikkat çekiyor.
YENİ İLAÇLARLA TEDAVİ NAKLİN YERİNİ ALIR MI?
Pof. Dr. Zafer Gülbaş, ilerleyen yıllarda kemik iliği naklinin yapıldığı hastalıkların değişeceğini, yeni ilaç ve tedavi yöntemlerinin bazı hastalıklarda kemik iliği nakli tedavisini azaltırken, bazı hastalıklarda nakil tedavisinin artış göstereceğini belirtiyor. İyileşmenin daha basit yöntemlerle gerçekleşeceği noktaya gelinmesi halinde ise kompleks kemik iliği nakli gibi zor tedavilerden vazgeçileceğini söylüyor. Gülbaş, yakın gelecekte kemik iliği naklinin skleroderma, romatoid artrit, multiple skleroz gibi otoimmün hastalıklarda artış göstereceğine dikkat çekiyor.
MUCİZE BEKLENMEMELİ
Kök hücre nakliyle ilgili umutların, bilimsel gerçekler ışığında değerlendirilmesi gerekiyor. Hastaların çoğunun nakil geçirdikten sonra tamamen iyileşeceklerine duyulan inanç ise gerçeği yansıtmıyor. Gülbaş, “Kök hücre nakli olacağım ve her şey düzelecek” yanılgısına düşmenin büyük bir yanlış olduğunu söylüyor.
BU NAKİL DİĞERLERİNİ GEÇECEK
Günümüzde belli bir yatırımla gönüllü donör ve kordon kanı bankaları kurulmuş olsa da haploidentik naklin donör bulma kolaylığının, diğerlerinin önüne geçeceği düşünülüyor. Prof. Dr. Zafer Gülbaş, hastaya uygun donör bulunamaması halinde, kısmı donörden yapılacak nakille gelecekte kimsenin donörsüz kalmayacağına inanıyor ve “Yurtdışından bir donör temin etmek risk demektir. Halbuki yanınızda donör olduğu zaman bu size her an hizmet anlamına gelir” diyor.
ZAMANLAMA ÖNEMLİ
Sistemin iyi işlemesi ve hastaya zamanında nakil yapılması için her lösemi, lenfoma ve miyelom hastasına, “Bu hastanın ne zaman kemik iliği nakline ihtiyacı olabilir” sorusunun sorulması ve hastaların nakle zamanında yönlendirilmesi gerekiyor. Prof. Dr. Gülbaş, bu konuda bir gecikme yaşanmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Bunun hekimler tarafından standart bir işlem olarak görülmesi ve nakle, hastanın organ fonksiyonları iyiyken karar verilmesi çok önemli görülüyor.
YENİDEN HAYATA DÖNDÜ
Haploidentik nakille yaşama dönen hastalardan biri olan Turgay Sarı, yarı uyumlu dokusu olan kız kardeşinden kemik iliği nakli gerçekleştirilen az sayıda şanslı hasta arasında bulunuyor. Prof. Dr. Zafer Gülbaş, “haploidentik naklin” başarısının diğer nakillerle aynı olduğunu gösterdiği zaman, akraba dışı nakil bulma zorunluluğunun azalacağına dikkat çekti.