Sayın Dr.Timur Yılmaz’a (timur.yilmaz@novartis.com) adresinden ulaşabilirsiniz.

1) Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra, 5 yıllık aktif hekimlik ve bürokratlık sürecinden sonra, İlaç Sektörü’ne Klinik Araştırma Monitorü olarak başladım. Toplam 17 senelik ilaç sektörü tecrübesi içinde Klinik Araştırmalar Müdürlüğü, Medikal Müdürlük ile fiyatlandırma ve Pazara Erişim konuları üzerinde çalıştım. Bu sürecin 7 yıllık kısmı Pharmacia, 9 Yıllık kısmı ise MerckSerono ve son 1 yıllık kısmı ise Novartis’i kapsamaktadır.

2) Pazara erişim ve iletişim direktörü olarak şirketinizdeki sorumluluklarınız nelerdir?

Ürünlerimizin ruhsatlandırma aşamasından, ilacın ömrünü doldurması nedeniyle pazardan çekilme sürecini de kapsayan süre içinde hastaların ürünlerimize erişimlerini sağlamak için gerekli olan tüm resmi faaliyetlerden sorumluyum.

3) Şirketinizin misyon ve vizyonunu bizimle paylaşır mısınız?

Novartis olarak misyonumuz; Yenilikçi ve hasta odaklı olmamızdır. İnsan sağlığı ve yaşam kalitesi için yenilikçi ürünlerimiz ve hasta odaklı sosyal sorumluluk bilincimizle sağlık sektöründe liderliğimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Hedefimiz, daima iyiyi ve yeniyi yakalamak, geleceğe dönük bakış açımızla her zaman beklentileri aşarak yeni standartlar oluşturmaktır.

4) İlaç sektöründe çalışan bir hekim olarak ülkemizde sizce son yıllarda sağlık alanında nasıl değişiklikler yaşandı?

Türkiye son yıllarda sağlık alanında bir değişim süreci içersinde yer alıyor. Yürütülen Sağlıkta Dönüşüm programı çerçevesinde, Aile hekimliğinin yürürlüğe girmesi ve hastaların tedavi kurumlarına erişimlerinin kolaylaştırılması ile hastaların sağlık kuruluşlarına ve tedavilerine kolaylık sağlanabilmiştir.

Kamudaki kurumsal yapılardaki büyük değişiklikler (SSK, Emekli Sandığı ve BağKur’un birleştirilerek SGK’nın kurulması, Sağlık Bakanlığı’nın, Kurum yapısına geçmesi gibi), Genel Sağlık Sigortasının yürülüğe girmesi, 2010-2012 yılları arasında Global Bütçe esaslarının yürürlüğe alınması sağlık alanında sayılabilecek önemli değişikliklerdir.

5) Hematoloji-Onkoloji alanında ülkemizde hastaların etkin, güncel tedavilere ulaşımı ne ölçüde gerçekleşiyor?

Türkiye’deki hastalar, bir kısım güncel ve yeniilikçi tedavilere, Türkiye’ye has kanun ve mevzuatlar çerçevesinde ne yazık ki bir Avrupalı veya bir Amerikalı’dan oldukça geç erişebiliyor. Geriye kalan güncel ve yenilikçi tedavilere ise mevzuatlarda tanınan istisnalar kullanılarak sınırlı sayıdaki hastaya özel onaylar ile ulaşabiliyor.

2011 yılında “Hastaların Yeniliçi İlaçlara Erişimi” konusunda Prof. Dr. İlker Kanzık tarafından hazırlanan raporda 2005-2011 yılları arasında FDA, EMA ve Türkiye Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış ilaçların sayısı değelendirildiğinde, 2005-2011 yılları arasında FDA tarafından 142, EMA tarafından 124 yeni ilaca ruhsat verilirken, bu sayı Türkiye’de 48 ile sınırlı kalmıştır.

Türkiye’ye gelemeyen ilaçların Hematoloji-Onkoloji alanındaki yeni ilaçların olduğu belirtmek yanlış olmayacaktır. Buna neden olan durumlar analiz edildiğinde, ruhsatlandırma süreçlerinin uzun olmasının yanında, PFS (ilerlemesiz sağ kalım süresi) değerlerinin, Türkiye’deki otoritelerce zaman zaman yeterli kanıt olarak sayılmayarak, OS (sağ-kalım) verisinin ısrarla talep edilmesi de sayılabilir.

6) Ülkemizdeki hekim ve hasta dernekleri hakkında düşüncelerinizi ve ilaç sektörü olarak beklentilerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Derneklerin kuruluş amaçlarında yer alan eğitsel faaliyetleri hekim dernekleri açısından baktığımızda; bilimsel seviyesi yüksek kongre, sempozyum ve toplantı düzenleyerek üyelerinin yapmış olduğu çalışmaları bilimsel ortamda tartışmaya açmak, bu tartışmalardan çıkan sonuçları ve Uluslararası seviyede yürütülmüş çalışmalardan elde edilen sonuç ve bulguları tıbbın hizmetine sunarak hastaların güncel yaklaşımlarla tedavi edilebilmelerine olanak sağlamaktır. Bu neden ile bu tür faaliyetlerin desteklenmesinin hastaların faydasına olduğunu inanmaktayım.

Hasta derneklerinin de, faaliyetlerinin desteklenmesi Novartis olarak önemsediğimiz bir konudur. Hasta derneklerinin hastaların ve halkın bilinçlenmesi için önemli rol aldıklarını düşünüyoruz.

7) Sağlık sektöründeki bütün paydaşlar arasında iletişimin artması önemli midir ve nasıl artırılabilir?

Sağlık sektöründeki tüm paydaşların herbiri ile etkin iletişim içinde olmasını gerçekten önemsiyorum.

İletişimin artması ile paydaşların ortak çalışma alanları artacaktır. Bu artan işbirliği ile paydaşlar arasında şeffalığa dayanan güven ortamının yaratılarak, konuların ve problemlerin çözümü sağlanacak, yeni fırsatların yakalanmasına olanak sağlanacaktır.

8) Novartis Onkoloji olarak ülkemizde sağlık ve ilaç sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Novartis Onkoloji olarak, ülkemizdeki hastaların yenilkçi tedavilere erişimlerinin daha kolaylaştırılması gerektiğini düşünüyoruz.

İlaç sektörü için geleceğin ise, AİFD’nin sunduğu “Vizyon 2023” raporunda belirtildiği gibi yatırım ikliminin ilaç sektörüne yönelik mevzuat iyileştirilmelerinin yürürlüğe girmesi ile geleceğin daha parlak olduğunu düşünüyoruz.